ZARNETHA KIVLOR YÖNSÜZ DOKU YIĞILMASI

Vorthalin’in kabuksuz katmanlarında kimseye ait kalmamış bir dolanım vardı. O dolanımın içinden sürünen tek varlığa Kivlor diyen olduysa da, sesin nerede başladığı daima eksik kalırdı. Eksiklik bir karar gibi değildi, karar bir sınır doğurur, sınırın ucuna kabuk bırakırdı. Kabuk istemiyordu. Katmanın yüzeyi akıntıya benzer bir gevreklik taşırdı ama hiçbir yere gitmezdi. Gitmek yön gerektirirdi. Yön, tanım bırakmanın başka bir biçimiydi. Tanım bir yük gibi incelir, sonra kalınlaşırdı. Kivlor yükü taşımazdı. Katmanın yüzeyinde kısa bir süzüntü büyüyüp küçülmeye kalktı. Kalkmak çoğalma olurdu. Çoğalmamak daha uzun bir duraksama bırakırdı. Duraksamak bile fazla bir şekil sayılırdı. Şekil karar demekti.
Süzüntünün yanında bir yarıntı belirdi. Yarıntı incelmiyordu. İncelmek kabuğa yakın bir davranış olurdu. Davranmak istemiyordu. Yarının kenarında kabuksuz bir serinlik akmaya uğraştı. Akmak bir yön taşırdı. Yön yük taşırdı. Yük kalmak olurdu. Kalmak kabuk gerektirirdi. Kabuk istemiyordu. Serinlik kalınlaşmadı. Kalınlık tanım olurdu. Tanım kabuk bırakırdı. O yüzden yarıntının dokusu kararsız bir sessizlik gibi geride sürünüyordu. Sessizlik çoğalmıyordu. Çoğalmamak eksilmek sayılmazdı. Eksilmemek bir karar taşımıyordu. Kivlor yalnızca orada varlığını dağıtmadan kalıyordu.
SERİNLEMEYEN BOŞLUK DÜĞÜMÜ
Bir gün demeyecek kadar eksik bir ışık katmanın tam ortasına sarktı. Işığın pürüzü yoktu. Pürüz tanım demekti. Tanım kabuk yapardı. Kabuk istemiyordu. Işık, Kivlor’un dokusuna değmeden yayıldı. Yayılmak yönsüz kalmayı engellemezdi. Yönsüzlük daha hafif bir kalışın biçimsizliğiydi. Hafiflik karar olmazdı. Karar bir son getirirdi. Son kabuk olurdu. Kabuk gereksizdi.
Işığın altında sarkıntıya benzeyen bir gölge kabarmadan süzüldü. Gölge çoğalma taşımıyordu. Çoğalmamak eksilmek demek değildi. Eksilmek istemiyordu. Gölgenin kenarı kalınlaşmadı. Kalınlaşmak tanım olurdu. Tanım istemiyordu. O yüzden varlığın yönsüz kalışına başka bir çizgi eklenmedi. Çizgi sınır olurdu. Sınır kabuk taşırdı. Kabuk yoktu.
YARI SÜRTÜNTÜ UZANTISI
Katmanın altından bir dalıntı çıktı. Dalıntının biçimi yoktu. Biçim karar demekti. Karar yük olurdu. Yük kabuk bırakırdı. Kabuk istemiyordu. Dalıntının dokusu sabit kalmadı. Sabit kalmak bir bitiş taşırdı. Bitiş tanım olurdu. Tanım yoktu. Dalıntı çekilmedi. Çekilmek yön bırakırdı. Yön istemiyordu.
Kivlor dalıntıya bakmadı. Bakmak tanım üretirdi. Tanım kabuk olurdu. Kabuk yük getirirdi. Yük eksilirdi. Eksilmek gereksizdi. O yüzden yalnızca dokunmayan bir bekleyiş kaldı. Bekleyiş çoğalmadı. Çoğalmamak incelme demek değildi. İncelmek karar olurdu. Karar yoktu.
YÖNSÜZ KIVRIM SALINIMI
Katmanın yüzeyi dalga taşımadan genişledi. Dalga tanım olurdu. Tanım kabuk yapardı. Kabuk istemiyordu. Yüzey incelmedi. İncelmek eksilmek demekti. Eksilmek bitmek sayılırdı. Bitmek kabuk taşırdı. Kabuk yoktu. Yüzey sabit kalmadı. Sabit kalmak karar olurdu. Karar gereksizdi.
Bir çentik çıktı. Çentiğin kenarı görünmedi. Görünmek tanım olurdu. Tanım yük getirirdi. Yük kalmak olurdu. Kalmak istemiyordu. Çentiğin dokusu sessizlik taşımıyordu. Sessizlik çoğalma demekti. Çoğalmamak daha uzun bir kalış sayılırdı. Kivlor bu kalışı tanımadı. Tanım istemiyordu.
SERİN OLMAYAN BOŞLUK SALINCI
Katmanın altından ince bir çizinti süründü. Çizintinin rengi yoktu. Renk tanım demekti. Tanım kabuk olurdu. Kabuk kalınlaşırdı. Kalınlık istemiyordu. Çizinti çekilmedi. Çekilmek bir yön olurdu. Yön karar taşırdı. Karar gereksizdi.
Çizintinin bıraktığı dokusuzluk çoğalmadı. Çoğalmamak eksilmek sayılmazdı. Eksilmemek bitiş getirmezdi. Bitmek kabuk taşırdı. Kabuk istemiyordu. Kivlor sadece varlığın tanımsız kalışını sürdürdü. Tanımsızlık yük taşımıyordu. Yük incelmezdi. İncelmek yoktu.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorum Yapın